GAİPLİK KARARI
Gaip kelimesi “nerede olduğu bilinmeyen.” anlamına gelmektedir. Kanun maddesinde de hükme bağlandığı gibi ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan kimseler için gaiplik kararı alınması mümkündür. Böylece hakları bu ölüme bağlı kimselerin mağduriyet yaşamamaları hedeflenmiştir.
Gaipliğe ilişkin hükümler Türk Medeni Kanununun birinci kitabı olan Kişiler Hukuku kısmında düzenlenmektedir. TMK 32’ye göre;
Gaiplik kararı
- Genel olarak
Madde 32- (1) Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.
(2) Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.
Madde gereği gaipliğe karar verilebilmesi için iki durumdan birinin varlığı şarttır. Gaipliğine hükmedilmesi istenen kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolması yahut kendisinden uzun süredir haber alınamaması gerekir.
Gaiplik kararının istenmesindeki temel amaç ölüme bağlanan sonuçların uygulanmasına olanak sağlamaktır. Gaipliğe hükmedilebilmesi için üç temel şartın gerçekleşmesi gerekir. Şartları sırasıyla açıklamak gerekirse:
- Kişinin Kaybolması
Gaipliği istenen kişinin uzun bir süreden beridir haber alınamaması ya da kuvvetli bir ölüm tehlikesi içinde kaybolması esastır. Bu şartların ön koşulu ise kişinin ortadan kaybolmasıdır. Şartların varlığı gaiplik kararı için zorunlu görülse de bu şartlar her somut olayın özelliklerine göre değişebilmektedir. Yani olay bazında bir değerlendirme yapılması, bu değerlendirme sonucu bir kanaate varılması gerekir.
- Ölümün Kuvvetle Muhtemel Görünmesi
Kişiden salt haber alamama olgusuna dayalı olarak gaiplik kararına hükmedilmesi mümkün değildir. Uzun süredir haber alamamanın yanında ölümün gerçekleştiğini de ispatlar araçlar bulunmalıdır. Örneğin kişinin kaybolmadan önce şiddetli bir hastalığa tutulmuş olması ya da kamp yapmaya giden kişiden bir daha haber alınamaması durumunda ölümün kuvvetle muhtemel görünmesi gündeme gelebilir.
- Sürelere Riayet
Bu hususta iki farklı süre yer alır. Kişiden uzun zamandan beridir haber alamama durumu var ise son haberin alınmasının üzerinden beş yıl geçmiş olmalıdır.
Şayet ölüm tehlikesi var ise tehlikeden itibaren bir yılı geçmekle gaiplik kararı mahkemelerden istenebilecektir.
Bu şart incelenirken diğer süreler de önem arz eder. TMK m. 588’de “Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.” Maddede on yıl miras payının yönetilmesi veya yüz yaşın dolumu halinde de Hazine istemi üzerine gaipliğe karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda maddede yer alan şartlar gerçekleştiği takdirde Hazineden gaipliğin istenilmesi talep edilebilecektir.
TMK m. 584’te ise gaibin mirasının güvence karşılığında mirasçılara teslimi düzenlenmektedir. İlgili hükme göre “Bu güvence, ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda beş yıl, uzun zamandan beri haber alınamama durumunda onbeş yıl ve her hâlde en çok gaibin yüz yaşına varmasına kadar geçecek süre için gösterilir.” Maddede beş ve on beş yıllık sürelere yer verilmektedir. Gaibin payına düşen mirasın mirasçılara güvence karşılığı teslimi için bu sürelere uyulması gerektiği belirtilmektedir. Fakat bu sürelere uyulmamış olsa dahi somut olayda kişinin yüz yaşını geçerse yine maddeye dayalı bir talepte bulunulabilecektir.
- USUL HUKUKUNDA GAİPLİK
Kişinin gaipliğe hükmedilebilmesini istemeye yetkili olan kişiler TMK 32’de “…hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.” Şeklinde ifade edilmiştir. Yani kişinin ölümü durumunda hak elde edecek kişiler gaiplik kararı isteyebilecektir. İlaveten yukarıda belirtilen madde 588 gereği Hazine de, şartları dâhilinde, gaiplik kararı istemeye yetkilidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 382/2a-4 ve m. 383 gereği görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise kişinin son yerleşim yeri; kişi Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; bu da yoksa ana babanın kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.